21 Mayıs 2016 Cumartesi

Fenerbahçe'nin Tarihçesi

Fenerbahçe Spor Kulübü 1907 yılında İstanbul’da kurulan bir profesyonel spor kulübüdür. Renkleri sarı ve laciverttir. Özellikle futbol branşı ile Türk sporunun önde gelen kulüplerindendir. Futbol takımı İç saha maçlarını UEFA’nın beş yıldızlı stadları arasında yer alan ve 2007 yılında yenilenmesi tamamlanan Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadyumu’nda oynamaktadır. 2009 UEFA Kupası finali de bu stadyumda oynanacaktır.Kulüpteki diğer branşlar Basketbol, Voleybol, Atletizm, Boks, Kürek, Yelken, Eskrim, Yüzme , Masa Tenisi, Dağcılık, Kriket ve Atıcılık’tır
1899-1907
Erken Tarih
Fenerbahçe’nin esas kuruluş tarihi 1899 [1]’lara dayanır.İlk zamanlar sadece futbol kulübü olan kulüp 1910 yılına kadr böylece kalmış, 1910’da Kuşdili Kulübü’nün kendisine katılımıyla spor kulübü haline gelmiştir. II.Abdülhamit döneminde Müslüman Türklerin herhangi bir derneğe üye dahi olmaları yasaklanmıştı.Buna karşın gayrimüslimler dernek kurabilmekteydi.Bu, Kadıköy insanını öfkelendirmekte ve hırslandırmaktaydı.Tüm tehlikeleri göze alan deniz öğrencisi Fuat Hüsnü, eski hariciyecilerden Reşat Danyal ve Mehmet Ali’yle 1899 yılında devrin hafiye ve jurnalcilerinin dikkatlerinden kaçmak için Black Stocking FC [2] (Siyah Çoraplılar Futbol Kulübü)‘nü kurdular.Fakat siyah çorap ve kırmızı üst formaları ile Türk gençlerinin oluşturduğu bu futbol topluluğu daha ilk maçlarında hafiyelerin baskınına uğruyordu.
Aradan geçen birkaç yıl içinde aynı gençler yeni katılanlarla birlikte Kurbağalıdere Köprüsü’nün yakınındaki Hurşit Ağa’nın kahvehanesinde toplanıyor ve 1901 yılında da, bu kez isim de değiştirerek Kadıköy Futbol Kulübü[3] ismindeki bir yeni takımı daha kurabilmenin çalışmalarını yapıyorlardı.Bunun sonucunda bu külübü 1902 yılında kurmuşlardır.Fakat günlük yayınlanan Fransızca Servet Gazetesi bu haberi hafiyelere sızdırmış ve durum II.Abdülhamit’in kulağına gitmiştir.Böylece bir kez daha Kadıköy’lü gençlerin kurduğu futbol takımı dağıtılıyordu.
1907-1923
Resmî Kuruluş
Takvim yaprakları 1907 yılını göstermekteyken II.Abdülhamit döneminin son günleri yaşanmaktaydı.Saltanatının son zamanlarını yaşayan II.Abdülhamit’in baskı rejimi her alanda azalmıştı.Bu azalma futbola da yansımıştı.Artık Türk gençleri de açıktan futbol oynuyordu.
Bu durumdan yararlanan Kadıköy’lü gençlerden, Hariciye Nazırı Asım ve Server Paşa’ların torunu Londra Sefareti Başkatibi Nuri Bey’in oğlu Ziya Bey ile Harekat Ordusu Feriki Şevki Paşa’nın oğlu Ayetullah Bey ve de ünlü edebiyatçı Sami Paşazade Sezai Bey’in yeğeni Enver Necip (Okaner) Bey, Necip Bey’in Moda Başpınar sokak 3 numaralı evde yaptıkları görüşme neticesinde kuracakları takım hakkında fikir yürütüyorlardı.Görüşmeler sonucunda maddi destek sağlayan dönemin zenginlerinden Saint Joseph mezunu Mühendis Nurizade Ziya Bey’e kulübün kurucu başkanlığını, Osmanlı Bankası memurlarından Ayetullah Bey’e katiplik görevini, Bahriye Subayı Necip Bey’e de kaptanlık ve veznedarlık görevini verildi.Yine görüşmede varılan fikir birliği ile de ; kuracakları kulübün adını oturdukları semtten esinlenerek Fenerbahçe yapacaklar, amblemlerini Fenerbahçe Burnu’ndaki ışık saçan fenerden, formalarındaki renkleri ise Fenerbahçesi’ndeki papatyaların kıskançlık ve temizlik sembolü olan renklerinden yani sarı ile beyazdan alacaklardı.
Kulüp kısa sürede bir kadro semtteki gençlerden oluşturmuştu.1908 yılında İkinci Meşrutiyet’in ilanı ile tanınan dernek kurma serbestliği İstanbul’da birçok Türk kulübünün kurulmasına vesile oldu[5].Kulüp sayısındaki artış İstanbul’da yeni bir ligin kurulması ihtiyacını doğurdu.Bu nedenle de o dönemlerde ülkede resmi tatil günü olan Cuma günleri oynanacak bir lig olan, Cuma Ligi adıyla yeni bir lig kuruldu.
Kulüp kuruluşunda sarı-beyaz olan renklerini 1909 sonbaharında sarı-laciverte çevirmiştir.1909-1910 sezonuyla birlikte de İstanbul Futbol Ligi’ne katılmıştır.Fenerbahçe–Galatasaray kulüpleri arasındaki ezeli rekabet[6], ilk defa 17 Ocak 1909 tarihinde Galatasaray Lisesi öğrencilerinin takımı ile, yeni kurulmuş bir semt takımı maçı şeklinde başlamıştır.Bu tarihten itibaren de o dönemlerdeki İstanbul futbolundaki şampiyonluklar genelde bu iki Türk takımı arasında paylaşılmıştır.
Fenerbahçe Kulübü’nün ilk amblemi olan Fenerbahçe burnundaki ışık saçan beyaz feneri, renkleri ise sarı ile beyaz olmuştu. Ancak, kulüp yöneticileri bunu tatminkar bulmadıklarından, ve içinde bulundukları monarşi rejimini tehdit edici sayılacağı endişesi ile kısa sürede iptal etti. 1910 yılında futbolcu solaçık Hikmet’in çizdiği amblem herkesin beğenisini kazandı ve kabul edildi.
1910 yılında Kuşdili Kulübü’nün kulüp bünyesine katılımıyla Fenerbahçe Kürek, avcılık, kriket ve tenis sporlarına sahip olmuştur.
Kadrosunu gençlerle güçlendiren bu Fenerbahçe 1911 – 1912 liginde hiç yenilmeden şampiyon oldu.Şampiyonluğun en önemli yanı ise, Fenerbahçe’nin bu şampiyonluğu ile İngiliz ve Rum takımlarının şampiyonluklarının tamamen sona erdirmesi ve bu tarihten itibaren de Türk futbolunda şampiyonlukların artık Türk takımlarının olmasıydı. Bu şampiyonluk, kulübün itibarını bir anda yükseltti, imkanlarını arttırdı.Altıyol’da bir kulüp lokali kiralandı, lokalin açılışı ile üye sayısı çoğaldı.Bu arada futbol dışında diğer spor dallarında da faaliyet gösterilmesine başlandığından, aynı yıl Fenerbahçe Futbol Kulübü adı , Fenerbahçe Spor Kulübü’ne dönüştürüldu.
Kulübün kuruluş günü olarak Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın kulübü ziyaret tarihi olan 3 Mayıs kabul edilir.
Kuruluş Amacı
Kulübün amacı kuruluş tüzüğünün 2. ve 3. maddelerin şu şekilde belirtilmiştir: “Kulübün takip ettiği amaç: Memlekette bedenî ve fikrî terbiyenin yayılmasını sağlamak. Vatan gençlerini vatanın korunmasına, zorluklara ve askerî seferberliklere hazırlamaktır.
Kulüp, özellikle askerî beden eğitimlerinin yapılması, millî oyunların yaygınlaştırılması ve disiplinli bir hâlde geliştirilmesiyle uğraşacak. Kaybolan tecrübelerin kazanılmasına uygun amatör şubeler kurulması ve açılmasına çalışacaktır.

Başkanlar

  • 1907–1908 Ziya Songülen
  • 1908–1909 Ayetullah Bey
  • 1909–1910 Tevfik Haccar Taşçı
  • 1911–1912 Osman Fuat Efendi
  • 1912–1914 Hamit Hüsnü Kayacan
  • 1914–1915 Hulusi Salih Paşa
  • 1915–1916 M. Sabri Toprak
  • 1916–1918 Dr. Nazım Bey
  • 1918–1919 Refik Ahmet Nuri Sekizinci
  • 1920–1923 Ömer Faruk Efendi
  • 1924–1927 Nasuhi Baydar
  • 1928–1932 Muvaffak Menemencioğlu
  • 1932–1933 Sait Selahattin Cihanoğlu
  • 1933–1934 Hayri Celal Atamer
  • 1934–1950 Şükrü Saraçoğlu
  • 1950–1951 Ali Muhiddin Hacı Bekir
  • 1951–1953 Osman Kavrakoğlu
  • 1953–1954 Bedii Yazıcı
  • 1955–1957 Zeki Rıza Sporel
  • 1958–1959 Agah Erozan
  • 1960–1960 Medeni Berk
  • 1960–1961 Hasan Kamil Sporel
  • 1961–1962 Razi Trak
  • 1962–1966 İsmet Uluğ
  • 1966–1974 Faruk Ilgaz
  • 1974–1976 Emin Cankurtaran
  • 1976–1980 Faruk Ilgaz
  • 1980–1981 Razi Trak
  • 1981–1983 Ali Şen
  • 1983–1984 Faruk Ilgaz
  • 1984–1986 Fikret Arıcan
  • 1986–1989 Tahsin Kaya
  • 1989–1993 Metin Aşık
  • 1993–1994 Güven Sazak
  • 1994–1994 Hasan Özaydın
  • 1994–1998 Ali Şen

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder